100 PARÇADAN OLUŞAN EŞSİZ BİR LİSTE SİZLER İÇİN HAZIRLANDI. KOMİSYON ORANI %20. ÖDEME SÜRESİ 7 GÜNDÜR.
MAVİ MÜZAYEDE SAHAF MEZATI, 14.10.2025 saat: 14:15'a kadar internet sitemizden pey verebilirsiniz. 14:17 itibariyle canlı müzayedemiz başlayacaktır. Kitap, Dergi ve süreli yayın hariç tüm ürünlerden % 20 ürün KDV'si alınmaktadır. Komisyon Oranı: % 20 + KDV'dir. ÖDEME SÜRESİ MÜZAYEDE BİTİMİNDEN SONRA 1 HAFTADIR.
Albümün ilk sayfasında 10 Mart 1929 Edirne notu ve imzası yer almaktadır. Albümdeki bir kartpostalın üzerinde de Tosyavizade Rıfat Osman Bey´in ithafı ve imzası yer almaktadır.
Atatürk dönemi CHP´sinin şahinlerinden genel sekreter ve başbakan Recep Peker tarafından "Kardeşim Hüsrev Bey´e" ithafıyla 6 Mart 1930 tarihinde imzalanmıştır.
Fotoğrafın arka yüzünde "Sakalım ağardı ihtiyar oldum / Böyleyken oturmayıp çalışıyorum, / Resmime baktıkça anla ki evlat, / Bu halimle sana çalış diyorum" dizeleri ve imzası yer almaktadır.
Fotoğraf üzerinde her iki kardeşinde imzasının yer almasının yanı sıra, fotoğrafın arka yüzünde Ahmed Hamdi Akseki tarafından kaleme alınan "Arkadaşım Osman Nuri Efendi´ye; Kardeşim Mahmud Naci ile birlikte alınmış olan fotoğrafımı bir hatıra-i müveddet olmak üzere takdim ediyorum." ithafı yer almaktadır.
Daha çok “Bu Vatan Kimin” şiiri ile hatırlanmasına karşın, şairliğinden çok, eleştirmenliği ve araştırmacılığıyla Türk edebiyatına çok büyük katkılar sağlamış olan Orhan Şaik Gökyay´ın babasına imzaladığı gençlik fotoğrafı... Fotoğraf üzerinde, "Babacığıma" ithafı yer almaktadır.
Soyadı Kanunu sonrasında önce "Somyarkın" soyadını seçen Nihat Sami, sonradan "Banarlı" soyadını kullanmıştır. Fotoğrafını ilk aldığı soyadı olan "Somyarkın"la imzalamıştır.
Basılı hiçbir eseri olmamasına karşın, fikir ve sanat çevrelerinde çok iyi tanınan, Türk kültür tarihinin aykırı simalarından, "Sakallı Celal" adıyla maruf Celal Yalınız´ın ithaflı ve imzalı fotoğrafı... "Çok sevgili ve çok kıymetli Feriha´ya, amcası" ithafıyla imzalanmıştır.
Mustafa Lütfi Gök, 1920´lerden 1963´e kadar Kurukahveci Mehmed Efendi markasının ortağı olarak faaliyet yürütmüştür.
İthalat faaliyetleri sebebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi´nde yargılanmış, bu olay "Kahve Davası" olarak bilinmiş ve meclis zabıtlarına o şekilde geçmiştir.
1963´te vefatının ardından hisseleri Kurukahveci markası tarafından satın alınmıştır.
Atsız´ın 1940 yılında kardeşi Necdet Sançar´a bazı meseleleri ve kavgalarını aktardığı mektubu.
"Necdet,
22 tarihli mektubunu aldım. Broşürden sana 20 tane gönderdim. İzahını istediğin noktaların cevaplarını veriyorum:
1- Her devre kavuk sallayan kocamış bunak Edirne mebusu Şeref´tir. Hani Orhun´un dördüncü sayısında kendisine uzun bir cevap yazdığım dalkavuk herif... Geçen sene Yakacık´ta geberdi.
2- Osman ve Orhan Gazi´lerin türbeleri yanında meyhane açanlar alelade herifler. Fakat onlara göz yuman hükümettir. maamafih bu iki meyhaneciden biri iflas etmiş, biri de delirmiştir. Halk bunu Gazilerin kerametine veriyor.
3- Brakisefallerin hepsi Türk´tür diyen Şevket Aziz, Kanuni´ye herif diyen Turhan Tan´dır. Daha evvelki mektuplarının birinde de Hâmid´in beytini soruyordun. Fakat onu ben de halledemedim.
´İnsan sıfatından er adın talip zinhar!´
mısraındaki ´o er´ Türk eri olacak ve beyitin manası da ´Türk´ün insanlığına zinhar talib olma, onun gibi insan olamazsın´ olacak. Koca Hâmid´e yakışan bir katakulli...
Babam bugün Çanakkale´ye hareket etti. Oradan da size gelecek. Ona verilecek tercümeler için daha Tahsin´le görüşmedim.
Şu muallim mektebinin tarihçi olan müdürünün adı nedir? Nereden mezundur? Kaç yaşlarındadır? Şunları bana yaz da belki herifi tanırım. Senden sonra belki bir de ben döşenirim. Keşfettiğiniz gibi ´kare´ Reşide´dir. ´daire´ de Bedriye. Muazzez böyle dememiş miydi ya?
4 Eylül dergisi geliyor. Bundan sonraki sayıda bir şey olursa bana haber ver.
Hepimizden hepinize selamlar. Yağmur tombalaklaştı. Pek de yaramaz oldu. Günde üç defa yemek yiyor ve gündüzleri bir defa uyku uyuyor.
Atsız
Şişkolar,
tabi sizin gibi muallimlere ancak altı ayda bir yazarım. Zira bugüne bugün Göztepe Kız Orta Okulunu parmağımın ucunda oynatıyorum. Hem de ne oynatmak... Mektepten müfettişlerin eksik olduğu yok. Açıkça böyle şeyleri örtbas etmezsen müdür olamazsın demiyor/ da sizin istikbaliniz müdürlük, müfettişlik biraz daha temkinli ve idareli olunuz deyip geçiyorlar. Velhasıl müthiş bir şey oldum vesselam.
Birisinin propagandasına bakılırsa bütün bunları vekalete yaranmak ve müdür olmak için yapıyorum ama bilse ki ben bu işten kurtulmaya can atıyorum. Muavinlikten iki aydır beş para aldığım yok. Müdür vekilliği iyi de ücret emri henüz çıkmadı. Benim gibi fî sebilillah çalışanını bir daha nerede bulacaklar? Yağmur Bebek müthiş bir şey oldu. Üç gündür de ikişer adım atmak şartıyla yürüyor. Benden başka (anneden demek istiyor) birçok kelimeleri bulup tanıyor. Bir adam derdimiz de olmasa ´ne âlâ memleket´ diyeceğiz ama şu körpenin hâreleri Maltepe´yi aratıyor. Selamlar be yahu!
B. Atsız.
"Necdet, Her hâlde evvelce yolladıklarımı aldın. İstediklerinin hemen hepsini yolladım. Yalnız 10 tane kitapla Osman Pazarlı ve Bekir meseleleri kalmıştır. Bu sefer de bunlardan ikisini daha hallettik sayılır. 1) Kitap gönderiyorum. Nurullah´a 22 kitap gelmiş. Bunlardan 10 tanesini de Kızılelma´ya verdim. Çünkü usanacak. 20 tanesi de evde kaldı. 2) Osman Pazarlı, Orhan Şâik´e: ´Necdet hakkında verdiğim rapordan memnun olmadığı için benden sonra Müfettiş Ekrem´i gönderdi´ demiş. Osman Pazarlı şimdi Bursa maarif müdürü imiş. İstersen, ona bir mektup yazarım. Bu işin aslını ve tafsilâtını sor. Cevap verirse senin için iyi bir vesika olur. Maarif vekâletine hakkını arayacağını, bundan dolayı bazı hadiseleri iyi bilmek lüzumunu ileri sürerek müracaat istersen belki cevap verir. 3) Bekir Bey´in işini öğrenmek için Kuloğlu İhsan´a yazdım. Daha cevap alamadım. Alınca ona da bildiririm. Dün Bedriye´yi Mazhar Osman´a götürdüm. İlk vizite 20 lira. Bu memlekette nasıl yaşıyoruz, nasıl yaşayacağız, hayret ediyorum. Atsız Yazını Kızılelma´ya verdim. Nurullah benim şiir kitabını okkayla satmış. Bedriye görmüş. Sad hezar âferin! Biz bir fincan kahvenin karşılığını bir evvelkisiyle ödüyoruz."
Dünya ağır sıklet boks tarihinin en büyüklerinden biri olan, dünya şampiyonu, korkutucu ve gizemli Sonny Liston ve unvanını teslim ettiği, tüm zamnların en büyük boksörü Muhammed Ali...
Beş Hececi şair Yusuf Ziya Ortaç´ın ikinci şiir kitabı... Ziya Gökalp ve Ömer Seyfettin´le birlikte Milli Edebiyat hareketinin ve Genç Kalemler dergisinin kurucularından olan Ali Canip´e (Yöntem) "İstiklal Heyet-i Tahririye Müdürü Ali Canip Beyefendi´ye" ithafıyla imzalanmıştır.
"Kahraman Irak Ordusuna"
Milli Şair sıfatıyla anılan Mehmed Emin Yurdakul´un Kûtü´l-Amâre zaferi için yazdığı, nadir bulunan eseri...
"Kızılırmak´ın asil evladı muhterem kardeşim Ispartalı Hakkı Bey Efendi´ye yâdigârım olsun." ithafıyla imzalanmıştır.
Üvercinka, şiirleriyle olduğu kadar, denemeleri ve eleştirileriyle de İkinci Yeni´nin en önde gelen şairi olan Cemal Süreya´nın yayımlanan ilk ve en ünlü şiir kitabıdır. "Yılmaz´a Üvercinka." ithafıyla imzalanmıştır.
Cumhuriyet dönemi Türk romancılığının en önemli isimlerinden Peyami Safa´nın metafizik alanlara yöneldiği, en tanınmış romanlarından birinin ilk baskısı... Şair Baki Süha Edipoğlu için "Dostum Baki Suha´ya bütün kalbimle" ithafıyla imzalanmıştır.
Servet-i Fünûn edebiyatının önde gelen şairlerinden Hüseyin Suad´ın, "resim altı şiir" akımına uygun olarak desenlerle süslenmiş şiirleri... "Münir Bey biraderime 22 Haziran sene 326, Hüseyin Suad"
"Muhterem Muzaffer Beyefendi,
Pazar gününden beri top karakoldadır. Ben müracaat ettim vermiyorlar. sizler karakola bir telefon edip davacı olmadığınızı bildirecek olursanız topu bize iade edeceklerini bildirdiler. Lütfen bu kadar zahmeti kabul buyurarak bir telefon edip davacı olmadığınızı bildirmenizi istirham eyler hürmetlerimi bildiririm."
Beş Hececilerin en etkili şairlerinden biri olan Enis Behiç Koryürek´in tasavvufi şiirleri... Şair bu şiirleri, hiçbir kaynakta adına rastlanmayan, 18. yüzyılda Trabzon´da yaşamış Çedikçi Süleyman Çelebi adlı bir Mevlevi dervişinin ilhamıyla kaleme aldığını belirtmiştir.
KAPİTAL´DAN HÜLÂSALAR, Birinci fasikül, Kerim Sadi, Bozkurt Matbaası, İstanbul, 1936, 28 sayfa, 14x19 cm,
KARL MARKS´IN ÖZEL DÜNYASI, Hikmit Kıvılcımlı, Garanti Matbaası, İstanbul, 1966, 160 sayfa, 14x20 cm,
KAPİTAL TERCÜMESİ HAKKINDA, Kerim Sadi, Burhaneddin Basımevi, 1937, 16 cm,
KARL MARKS´IN EKONOMİ POLİTİĞİ SOSYALİZMİ TAKTİĞİ, V. İ. Lenin, çev. Hikmet Kıvılcım, Bozkurt Matbaası, 1935, 12x16 cm,
MANİFEST, Karl Marks&Friedrich Engels, çev. Kerim Sadi, 64 sayfa, 13x20 cm,
SERMAYE, Karl Marks&G Dövil&Haydar Rifat, Şirketi Mürettibiye Matbaası, İstanbul, 1933, 303 sayfa, 13x19 cm,
KAPİTAL, Carlo Cafiero´dan Çeviren Suphi Nuri İleri, Bozkurd Matbaası, 1936, 128 sayfa, 14x20 cm...
Türkiye sosyalist sol tarihinin, ömrünün üçte birini hapislerde geçirmiş, en dirençli, en inatçı ve en üretken kalemi Doktor Hikmet Kıvılcımlı´dan Marks ve Engels´in kısa biyografileri... "Sevgi Saygı değer Prof. Dr. İsmet Sungurbey´e" ithafıyla 9 Ocak 1971 tarihinde imzalanmıştır.
"Sevgili Nusretciğim,
Evvela dişlerinin rahatsızlığına pek üzüldüğümü yazayım. Benimkiler de neredeyse o hâle düşmek üzere. Neden şimdiye kadar önünü almadın? Birden bire mi oldu? Ankara´da iyi dişçiler vardır sanırım, çare yok yeni bir diş yaptıracaksın. Geçmiş olsun.
...
Burada dehşetli soğuk oldu. Ömrümde İstanbul´da böyle kış hatırlamıyorum.
...
Parti işleri ne âlemde? Meşgul oluyor musun? Zamanı pek yaklaştı. Senin için candan temennilerim var. Ben evde kaldığım günler durmadan yeni romanımı yazıyorum. Sanki eskisi ortaya çıkmış gibi. Kendi kendime; "Ey şeyh-i kerâmet-fürûş, ez de suyunu iç!" diyorum. Lalettayin bir gazeteye veremem. Öbürlerine kene gibi sarılan var. Ama kıymetli, ama kıymetsiz bunun değeri yok. Gazetenin eşi, dostu olmak yeter. Ne yapalım ki bir illete tutulmuşuz devası kâbil değil. Ölürken de yazacağız. Tıpkı Şair Leyla´nın ölümünden beş dakika evvel başında müzik yaparlarken hâlet-i nez´de parmağını kaldırıp da; "usulden düştünüz, olmadı" diye ihtâr etmesi gibi. Ah şu yezit sanat aşkı. O olmasaydı belki daha mesut olurduk. Neyse...
...
Sana bütün gönlümle sıhhat dilerim sevgili can kardeşim. Yine seni çok özledim. Şu anda gözlerim doluyor.
Şükufe Nihal
"Kardeşim Arslan,
Bir kitap konusu içinde iken, söz ilgilerden ve ilgisizliklerden geçiyordu ki, PORTRELER adlı bir kitap gördüm. Yazarı, arşiv değeri bulunan bir kadirbilir´lik açısı içinde bir emek ortaya koymuş.
Ahmak, senin duygululuğunu, insan ve kitapseverliğim için bence beklenirse, sanmıyorum ki dostluğumuzun sınırlarını aşmış olayım.
Unutmamak yakınlıktır.
Başarılarının sürmesini diler, izlediğini yazılarının çoğalmasını isterim.
Özdemir Asaf"
Said Çelebi (Çelebizâde Said Tevfik) tarafından çıkarılan derginin yazar kadrosunda Fuad Hüsnü (Kayacan), Rıza Salih, Suat Hayri (Ürgüplü), Alaeddin Esad, Baha (Konuralp), Vildan (Aşir) ve Burhan (Felek) gibi isimler yer alıyordu. Her hafta perşembe günleri yayımlanan 18 sayfalık dergi, Türk sporunun Batı’daki gelişmelerle kıyaslanmasına yönelik yazılara geniş yer veriyordu. Suat Hayri Bey´in köşesi ise Fransız sporunun tanıtımına odaklanmıştı.
Tanzimat edebiyatının banisi Şinasi tarafından kurulan ve Tercüman-ı Ahval´den sonra ikinci özel gazete olan Tasvîr-i Efkâr; Namık Kemâl ve Ahmed Vefik Paşa gibi devrin önde gelen aydınlarının katkılarıyla bir gazeteden çok daha fazlası hâline gelmiştir. Şinasi´den sonra Namık Kemal, Recaizade Ekrem Ve Ebüzziya Tevfik´in çıkardığı gazetenin ilk dönemlerine ait sayıları oldukça nadir bulunabilir.